Dünya liderleri plastik atıklarla ilgili “tarihi” bir anlaşma yapmak için masaya oturmayı kabul etti


Birleşmiş Milletler Çevre Kurulu kararı, 2015 Paris Anlaşması’ndan bu yana, iklim konusunda varılmış en büyük uzlaşı olarak nitelendiriliyor.

Dünya liderleri, çevre bakanları ve 173 ülkeden diğer temsilciler, tarihi bir kararla, plastik konusunda yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma yapmayı kabul etti.

Kenya’nın Nairobi kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Kurulu’nun verdiği karar, üretimden imhaya kadar plastiklerin “tüm yaşam döngüsünü” kapsayan ve önümüzdeki iki yıl boyunca müzakere edilecek bir anlaşma çağrısında bulunuyor. Karar, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (BMÇP) başkanı tarafından, 2015 Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana elde edilmiş en önemli çok taraflı çevre uzlaşısı olarak tanımlandı.

1950 ile 2017 yılları arasında üretilen tahmini 9.2 milyar ton plastiğin yaklaşık 7 milyar kadarı artık atık statüsünde. Bu atığın yaklaşık yüzde 75’i ya çöplüklerde biriktiriliyor ya da karasal ve sucul ekosistemlere ve çevrelere yığılıyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Kurulu-5 Başkanı ve Norveç İklim ve Çevre Bakanı Espen Barth Eide, “İçinde bulunduğumuz jeopolitik kargaşa ortamına karşın, Birleşmiş Milletler Çevre Kurulu, çok taraflı iş birliğinin en iyi örneğini sergiliyor” dedi ve “Plastik kirliliği, büyüyerek bir salgın haline geldi. Bugünkü alınan kararla, artık resmi olarak tedavi için yola çıktık” ifadelerini kullandı.

BMÇP İcra Direktörü İnger Andersen, “#BeatPlasticPollution (Plastik kirliliğini yenmek için) gereken küresel hareketin önünü açan kararı biraz önce verdik. Bu, Paris Anlaşması’ndan bu yana en önemli çevre uzlaşısı” açıklamasında bulunduğu bir tweet attı. Direktör Andersen, “Görev, işte şimdi başlıyor!” diyerek ekledi.

İnger Andersen, anlaşmayı, “Dünya gezegeninin, tek kullanımlık plastiklere karşı zaferi” olarak nitelendirdi; ancak kararlaştırılan yönergenin, paydaşlara “iki yıllık bir duraklama” imkânı tanımadığı konusunda uyarıda bulundu.

Andersen, “Uluslararası olarak bağlayıcı olacak bu anlaşmanın müzakerelerine paralel olarak, BMÇP, tek kullanımlık plastiklerden uzaklaşmak, özel finans girişimlerini harekete geçirmek, araştırmalara ve yeni döngüsel ekonomiye yapılan yatırımların önündeki engelleri kaldırmak için, değer zinciri boyunca, istekli olan bütün hükümet ve işletmeler ile birlikte çalışacak” ifadelerini kullandı.

Anlaşmanın şartlarını kararlaştırmak üzere bu hafta Nairobi’de görüşmelerde bulunan BM ülkeleri, anlaşmanın sadece plastik atıkları değil, plastik üretimini ve tasarımını da kapsaması gerektiği hususunda anlaştı. Karar, anlaşmayı hazırlamak ve onaylamakla görevli, hükümetler arası bir müzakere komitesi kurdu. Komite, bu yıl çalışmalara başlayacak ve 2024’te görevini tamamlayana kadar çalışacak.

Karar, Sivil Toplum Kuruluşlarının, (STK) milyonlarca insanı etkileyecek, “çığır açan bir gelişme” olarak nitelendirdiği, atık toplayıcıların tanınması ve yerli halkların rolünün kabulüne ilişkin hükümler getiriyor. Bu karar aynı zamanda, geri dönüştürülebilir plastikler ve diğer maddeler için çöpleri karıştıran, gelişmekte olan ülkelerin düşük ücretli işçilerinden atık toplayıcıların tanındığı ilk çevresel karar niteliğinde.

STK’lar, kararı, daha önceleri plastiğe bir deniz çöpü sorunu olarak odaklanan uluslararası politika yapıcıların yaklaşımındaki kritik bir değişim olarak nitelendirdi. Yönerge, 2050 yılına kadar neredeyse dört katına çıkacağı ve küresel karbon stokunun yüzde 10’u ile 13’ü arasında bir miktarını oluşturacağı tahmin edilen plastik üretimiyle mücadele için önlemler öneriyor. STK’lar, dünya liderlerini önümüzdeki iki yıl içinde anlaşmanın ayrıntılarını geliştirmek ve sonuçlandırmak için daha da fazla kararlılık göstermeye çağırdı.

WWF Genel Direktörü Marco Lambertini, “Tarihin öyle bir dönüm noktasındayız ki, bugün alınan iddialı kararlarla, gezegenimizin çöküşüne katkıda bulunan plastik kirliliği önlenebilir” açıklamasında bulundu.

Direktör Lambertini, “Ama işimiz daha bitmedi. Dünya liderleri şimdi, mevcut plastik kirliliği krizimizi ele alan ve plastik için döngüsel bir ekonomiye etkin bir geçişe olanak sağlayan bu anlaşmanın… geliştirilmesinde ve uygulanmasında daha da fazla kararlılık göstermeli” dedi.

Çevre Araştırma Ajansı’nda Okyanus Kampanya Lideri Yardımcısı Christina Dixon, “Bu karar nihayet, kaynağına müdahale etmeden, okyanusumuzdaki ve karadaki plastikleri ele almaya başlayamayacağımızı kabul ediyor” ifadelerini kullandı.

Lider Yardımcısı Dixon, “Esasen, sorunu çözme konusunda ciddiysek, plastik musluk kapatılmalıdır” dedi.

Dixon, dünyanın, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmayı güvence altına almaya yönelik “bir yolculuğun başlangıcında” olduğunu söyledi.

Uluslararası atık imha etme kuruluşunun (GAIA) Afrika koordinatörü Niven Reddy, “Karar vericileri yolun her noktasında zorlayan küresel bir hareket olmadan bulunduğumuz bu noktaya ulaşamazdık” açıklamasında bulundu.

Tearfund’da kıdemli poliçe yöneticisi olarak görev yapmakta olan Joanne Green, “Bugün, plastik atıkların yakılması ve boşaltılmasından etkilenen topluluklar için adalete doğru ilk adım atılıyor. Atık toplayıcıların ve plastik kirliliğini durdurmada oynadıkları hayati rolün tanınması fazlasıyla gecikmiştir; hükümetler artık müzakere masasında kendilerine gözle görülür bir yer verilmesini sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

Anlaşma sürecine, süreç boyunca tavsiyede bulunacak bilimsel bir organı ve bu sürece adanmış bir küresel fon olasılığını da kapsayan mali ve teknik destek de eşlik edecek.

Karar, 79 bakan ve 17 üst düzey yetkili dahil olmak üzere 175 BM üye devletinden 1500 çevrimiçi katılımcı ve 3.400’den fazla delegenin bizzat katılımı eşliğinde gerçekleşen üç günlük Birleşmiş Milletler Çevre Kurulu-5.2 toplantısının sonucunda kabul edildi.

Plastik kirliliği konusunda gittikçe artan bir kamuoyu endişesi mevcut. 60’tan fazla ülke şimdiden, kullanımı azaltmayı ve atık yönetimini iyileştirmeyi amaçlayan, plastik ambalajlamaya ve tek kullanımlık atıklara yönelik yasakları ve vergileri uygulamaya koydu.

Planet Tracker düşünce kuruluşuna göre, gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen plastik tüketimi, gelişmekte olan ülkelere göre 2.5 kat daha yüksek.

Kaynak: The Guardian

Bu haber, Muhammed Enes Gündüz tarafından çevrilmiştir.

Serkan Köybaşı tarafından yayımlandı

Dr Öğr.Üyesi, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: