2017 yılında Utah’ın en büyük çiftliklerinin biri olan Smithfield Foods’a ait bir çiftlikten iki domuz yavrusu kaçırılmıştı.
Maddi açıdan bakıldığında kaçırma olayı dünyanın en büyük domuz üreticisi olan Smithfield Foods için büyük bir kayıp olmamasına rağmen olaydan birkaç hafta sonra, bir grup hayvan hakları aktivistinin gece saatlerinde Circle Four Çiftliği’ne sızdıkları bir videoyu yayınlaması üzerine yerel ve federal kolluk kuvvetleri eyaletler arası bir soruşturma başlatmıştı. FBI ajanları bu soruşturma kapsamında Utah ve Colorado’daki hayvan bakım merkezlerine baskınlar düzenledi. Bu baskınlardan birinde, devlet veterinerleri suça dair DNA kanıtı ararken domuzların kulaklarını kesti.
Yetkililerin çalınan domuz yavrularını bulamaması üzerine federal hükümet suçlamada bulunmayı reddetmişti. Buna karşın Utah savcıları, mahkûm edilmeleri halinde hapis cezasına çarptırılacak olan aktivistler hakkında mülke izinsiz girme ve hırsızlık suçlamalarını sürdürdü.
Jüri ise geçtiğimiz ay suçlamalara maruz kalan aktivistlerden ikisinin suçsuz olduğuna karar verdi. Utah gibi ekonomisi büyük oranda Smithfield benzeri hayvancılık devlerine bağlı olan kırsal bir bölgeden böyle bir kararın çıkması oldukça dikkat çekti.
Sanıklardan biri olan Wayne Hsiung, yargıcın, jürinin, çiftliğin hedef alınmasının, görüntülerin kaydedilmesinin ve iki domuz yavrusunun kaçırılmasının sebeplerini değerlendirmesine izin vermediği göz önüne alınınca, böyle bir jüri kararı çıkmasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.
41 yaşındaki Hsiung, jürinin bu kararının ardından yaptığı açıklamasında, “Bu karar, hesap verilebilirlik ve şeffaflık konusunda güçlü bir mesaj. Hayvanlara kötü muamelede bulunan, hükümeti ve yerel yönetimleri etkisi altına alan şirketler, Güney Utah gibi yerlerde bile halkın kendilerini sorumlu tutacağını anlayacak” dedi ve “Bizi hapse atmaya çalışmak yerine vaktinizi hayvanlarınıza iyi bakmaya harcayın” ifadelerini kullandı.
Smithfield sözcüsü Jim Monroe, kararın bir hayal kırıklığı olduğunu dile getirerek, bunun diğer aktivistleri çiftliklere izinsiz girmeye teşvik edeceğini ve hastalıkların yayılmasını önlemeyi amaçlayan biyogüvenlik politikalarının ihlal edilmesine yol açacağını söyledi.
Monroe, yaptığı bir açıklamada, “Bu eylemi gerçekleştirenler hayvancılık sektörünü baltalamaya kararlı, et karşıtı bir hareketin parçasıdır” dedi ve “Biz, insanların sağlıklı, besin değeri yüksek ve uygun fiyatlı proteinlerle beslenmesi amacıyla domuz yetiştiriyoruz. Hayvan bakımı konusundaki yüksek standartlarımızdan herhangi bir sapma, amacımıza zarar verir ve asla tolere edilemez” ifadelerini kullandı.
Söz konusu dava, hayatlarını yoğun besi işletmeleri olarak adlandırılan yerlerde geçiren domuzların, tavukların ve ineklerin kötü durumuna odaklanan aktivistler için bir mihenktaşı davaya dönüşmüştü.
Birçok hayvan refahı savunucusu, bu davayı, şirketlerin gücünün bir göstergesi ve et endüstrisinin, halkın, modern seri gıda üretiminin bazı nahoş yönlerini görmesini yasal olarak engelleyip engelleyemeyeceğinin bir testi olarak görmüştü.
Olayların yaşandığı Circle Four Çiftliği, yılda bir milyondan fazla domuz işleyen, ABD’nin en büyük domuz üretim tesislerinden biri.
Bölge mahkemesi yargıcı Jeffrey Wilcox, sanıkların mülke izinsiz girme nedenlerinden bahsedilmesini engellemenin yanı sıra, hayvan refahıyla ilgili her türlü ifadeyi kesti. Yargıç ayrıca, jürinin, sanıkların o gün çektiği kamera görüntülerini izlemesini engelledi ve jüri üyelerine hayvanların içinde yaşadığı koşulları göstermemek için çalınan domuz yavrularının kanıt niteliğindeki fotoğraflarını değiştirtti.
Baskını kayda alan ve davanın ikinci sanığı olan Paul Darwin Picklesimer’ın avukatı Mary Corporon, “Bu, hükümetin açık biçimde sınırı aştığı bir vakadır,” dedi ve “Kabul edelim ki sıradan bir vatandaş televizyonunun ya da büyükannesinin yüzüğünün çalınması olayını FBI’a çözdüremez, çünkü muazzam siyasi nüfuza sahip uluslararası bir şirket değildir. Bir devlet yetkilisinin ifadesine göre çalınan domuz yavrularının her biri en fazla 42,50 dolar değerindeydi” ifadelerini kullandı.
Savcılar ise yapılanın suç olduğunu ve müfettişlerin ancak sanıkların 2017 yılında gerçekleştirdikleri, “Ölüm Yıldızı Operasyonu” adını verdikleri baskının görüntülerini kamuoyuna açıklamalarının ardından harekete geçtiğini vurgulayarak Smithfield lehine hareket ettikleri iddiasını reddetti.
Öte yandan savcılar mahkeme belgelerinde, şirketin itibarının bu görüntüler ile New York Times tarafından yayınlanan bir video da dahil olmak üzere diğer benzer videolardan ve hayvan hakları aktivistlerinin Smithfield’ın en büyük toptan alıcılarından biri olan Costco’yu hedef alan protestolarından zarar gördüğünü savundu.
Savcılar, “Karalama kampanyası, Costco ile Smithfield’ın itibarına ve kamuoyu nezdindeki imajına zarar verdi” açıklamasında bulundu.
Denver Üniversitesi hukuk profesörü ve “Beyond Cages: Animal Law and Criminal Punishment” kitabının yazarı Justin Marceau, kovuşturmayı, endüstriyel çiftliklerdeki koşulları belgelemek için taktikler ve gizli kameralar kullanan aktivistlerin giderek büyüyen hareketini bastırmaya yönelik üstünkörü bir girişim olarak tanımladı.
Hayvan yetiştiriciliği yapan eyaletler, aktivistler ve muhbirler tarafından gizli çekim yapılmasını engelleme hususunda özellikle agresif bir tutum sergiliyor. Son yıllarda, yaklaşık bir düzine eyalet, hayvan çiftliklerinde izinsiz video veya fotoğraf çekilmesini suç sayan sözde “ag-gag” yasalarını çıkardı. Ancak son yıllarda mahkemeler bunlardan beşini anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Profesör Marceau, 2017 yılında Utah’ın bu konudaki yasasını iptal ettiren hukuki mücadeleye öncülük etmişti.
Marceau, “Savcılar sizi bu davanın hırsızlıkla ilgili olduğuna inandırabilir, ancak gerçekte bu dava, insanların gıda sistemimizde artık olağan hale gelen korkunç koşullardaki hayvanları kurtarıp kurtaramayacağı ile ilgili bir davadır” dedi ve “Yakın tarihte bundan daha önemli bir hayvan hukuku davası hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı.
Direct Action Everywhere (DxE) grubunun üyesi olan sanıklar, çiftliğin, eleştirmenler tarafından sıkışık ve doğası gereği zalimce bulunan gebelik kafeslerini kullandığını belgelemeye çalışıyorlardı. Smithfield, 2017 yılına kadar bu kafeslerin kullanımına son vereceğine söz vermişti. Ancak Hsiung, Circle Four Çiftliklerinde bu kafeslerden binlercesinin bulunduğunu söyledi.
Hsiung, “Bu kafeslere hapsedilmiş domuzların acı dolu çığlıkları o kadar yüksekti ki birbirimizi duyamıyorduk” dedi. Ayrıca Hsiung, dışarı çıkarken yanlarına aldıkları iki domuz yavrusunun hasta ve yetersiz beslenmiş olduğunu, büyük ihtimalle çöpe atılacaklarını düşündüklerini söyledi.
Smithfield sözcüsü Monroe ise şirketin gebelik kafeslerinin kullanımını aşamalı olarak büyük ölçüde kaldırdığını söyledi.
Utah Başsavcısı Sean Reyes’in sözcülerinden Richard Piatt, sanıkların bir suçun kanıtlarını alenen yayınlayarak kovuşturmaya davetiye çıkardığını söyledi. Ayrıca, “Savcılar ortada bir hırsızlık ve soygun vakası bulunduğunu kabul etme mecburiyeti duyuyorlar” dedi.
Davadaki diğer üç aktivist, üç yıl boyunca Utah’taki Smithfield mülklerine izinsiz giriş yapmayacaklarına ve şirketi internet üzerinden eleştirmeyeceklerine dair bir anlaşma karşılığında kabahat işlediklerini kabul etti.
En büyük işverenlerinden biri Smithfield olan Beaver County’de sanıkların destek bulup bulmadığı bilinmiyor. Şirketin bölgedeki faaliyetlerinin birçoğunu sonlandırmayı planladığını açıkladığı geçen yazdan bu yana bölgede tepkiler oldukça yüksek. Yöneticiler ise şirketin küçülmesinden, domuzlarının çoğunun işlenme yeri olan Kaliforniya’daki külfetli yönetmelikleri sorumlu tuttu.
Jüri üyeleri çalınan iki domuz yavrusunun akıbeti hakkında görüş bildirmedi. Artık büyümüş olan Lucy ve Ethel adındaki bu domuz yavruları, Utah’ta bir hayvan bakım merkezinde yaşıyor. Aktivistlere göre durumları gayet iyi.
Kaynak: The New York Times
Bu haber, Çağdaş Özbakır tarafından çevrilmiştir.
Editörler: Doğan Yiğit Şahin ve Enes Gündüz